İNSAN EN ÇOK NEYE KIRILIR?                                     İnsanlar özgün varlıklardır.her zaman kafalarına esen ve bir bakışa göre hayatın götürdükleri yerde gelişigüzel yaşarlar.Tabiki doğal olarak dünyanın referans noktasını ben bakış açısıyla çevreledikleri için kendileri için yaşarlar. Yaşadıkları asırlar boyunca sevgi, nefret, güven ve tabiki çoğu kalpleri olan insan varlıklarının bile kolay kolay yaşayamadığı ve aynı zamanda doğanın bir parçası olan aşk gibi duyguları yaşarlar. Bunlar karşılıklı iki kimsenin birbirine besledikleri hislerdir ve bence yaşamanın bir diğer manasıdır. Aslında dünyaya gelme amacımızın dar olmasına karşın günden güne genişlettiğimiz bir tabiatımız vardı lakin artık onunda kaldığında idrak edemiyorum. Birbirimizle kurduğumuz ilişkiler bencillikle birlikte yok olup gidiyor. İstemeyerek de olsa ben bile karşımdaki kişiyi kırdığımı,onun kalbini bir taş varsayarak içimdeki o laf koyma , son sözü söyleme hissine karşı koyamıyorum. Bu his beni bir sıfır yenerek bütün beynimi ele geçiriyor  ama bu sadece benim hırslanmamı ve daha fazla patavatsız olmamı sağlıyor, başka bir işe yaramıyor. İnsanların merhamet mühürleri kalbindedir ve bilmeliyiz ki bu mühür bir kere silinince yeniden koyulaşmasına vakit kalmıyor zaten kişi kendini çoktan kaybederek varoluşundan hiçbir iz hatırlamıyor. İşte o zaman insanlıkta kaybolmaya başlayarak acınacak bir hale geliyor ve işte tamda o an anlayın ki elinizden bir şey gelmez. Kalp bir defa adeta kuş olup uçmuştur. Yahut kanat bulamasa bile paramparça olmuş kırılma aşamasına geçerek yok oluşunun imzasını atmıştır.                                                                                                            ZEHRA  Nur Sarıgül   9_ı       678

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünyanın Şekli Neden Geoit'tir ?

Rap Müzik Tarihçe .

Ateş Böceklerinin Mezarlığı